Orta Avrupa’nın güneyinde yer alan ve Jülyen Alpleri ile sayısız göle ev sahipliği yapan Slovenya, korunmuş muhteşem doğası, Barok ve Roma mimarisinin etkisi altındaki şehirleri, kaleleri ve sarayları ile bir tabloya bakıyor izlenimi veriyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde sadece nefes kesici doğası ile değil; mimari, kültürel ve tarihsel bölgeleri ve kalıntılarıyla da yer almayı başaran ülke, alışılmış Avrupa rotalarının dışına çıkmak isteyen gezginlerin uğrak noktası oluyor. Slovenya’da doğa yürüyüşleri, dağ tırmanışları, sandal gezintileri ve bisiklet turları yaparak doğanın ve yeşilin tadını çıkarabilir; arkeolojik alanları, kaleleri, sarayları, müze ve galerileri gezebilir veya Adriyatik Denizi’nde yüzme şansına sahip olabilirsiniz.

Siz de Slovenya’nın birbirinden farklı yönlerini keşfetmek istiyorsanız, hemen şimdi Türk Hava Yolları’nın sunduğu uçak bileti seçeneklerine bakabilir; seyahatinizi şekillendirmeye başlayabilirsiniz.

Slovenya uçuşları

Türk Hava Yolları’nın Slovenya uçuşları İstanbul Havalimanı’ndan (IST) başlıyor ve ülkenin başkenti Ljubljana’da bulunan Joze Pucnik Havalimanı’nda (LJU) sona eriyor. Yıl boyu düzenli olarak devam eden seferler yaklaşık iki saat 15 dakika sürüyor.

Slovenya, bulunduğu coğrafya nedeniyle farklı iklimlerin görüldüğü bir ülke. Alp ikliminin hakim olduğu ülkenin kuzey kısmı, aralık ve mart ayları arasında kayakseverleri ağırlıyor. Ülkenin doğal güzelliklerini ya da tarihini keşfe çıkmak isteyenler ise ağırlıklı olarak nisan ve eylül ayları arasındaki dönemi tercih ediyor. Denizinin tadını çıkarmak içinse pek tabi yaz ayları en ideali.

Slovenya’ya yapacağınız seyahatlerin tarihlerini belirlerken ülkede gerçekleştirilen önemli etkinlik ve festivalleri de kendinize başlangıç noktası olarak seçebilir, böylece seyahatinizin hakkını verebilirsiniz. Müzik ve kültür temelli festivallerin yanı sıra Slovenya, benzeri pek bulunmayan ve mutlaka görmek isteyeceğiniz kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Bunlardan en eğlenceli ve ilgi çekici olanı Grossman Fantastik Film ve Şarap Festivali. Her sene temmuz ayının son haftasında düzenlenen bu festivalde, o sene için özel olarak hazırlanan filmleri izleyebilir; çeşitli konser, sergi ve workshoplara katılabilirsiniz. Festivalin kapanışında yapılan geleneksel Zombi Geçit Töreni de görülmeye değer.

Baharın gelişinin kutlandığı, Slovenya’nın Mardi Gras’ı olarak kabul edilen Kurentovanje ise ülkenin en eski festivali olarak dikkat çekiyor. 1961 yılından beri kutlanan Kurentovanje, ülkenin tarihine ve mitolojisine tanıklık etme imkanı sunmakla kalmıyor; karnavalı andıran geçit töreni ile Ptuj kasabasını renge boğuyor. Yine de Slovenya’nın en büyük kültür festivali Ljubljana Festivali olarak biliniyor. Haziran ayında başlayan bu festival eylül ayına kadar devam ediyor. Sadece yerel değil, dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların dans, tiyatro, opera ve müzik gösterilerini sergilediği Ljubljana Festivali, ülkenin en kültürel etkinliklerinin başında geliyor. Eylül ayında düzenlenen Ulusal Kostüm ve Kıyafet Mirası Festivali ise, 2000’i aşkın geleneksel kıyafetin sergilendiği bir etkinlik.

Eşine başka yerde rastlayamayacağınız doğası ve kendine has etkinlikleri ile Slovenya’yı keşfe çıkmak istiyorsanız, vakit kaybetmeden seyahatinizi planlayabilir ve kendinizi bu doğa harikası ülkenin içinde hayal etmeye başlayabilirsiniz.

Slovenya gezilecek yerler

Slovenya’nın başkenti Ljubljana, yeşil alanları ve çevre dostu yapısı ile 2016 yılında Avrupa Yeşil Başkenti seçildi. Şehir, dillere destan doğasının yanı sıra tarihi yapılarıyla da görülmeye değer pek çok noktaya sahip. Kentin modern kısmı ile Preseren Meydanı’nı birbirine bağlayan ve Ljubljanica Nehri’nin üzerine kurulmuş üç köprüden oluşan Tromostovje, şehrin sembollerinden. Bu köprüyü geçerek ulaşabileceğiniz Preseren Meydanı’nın merkezinde adını aldığı Slovenya’nın en ünlü şairi olan Dr. France Preseren’in heykeli bulunuyor. Bu meydan aynı zamanda kentin en canlı noktası. Yıl içinde etkinliklerin düzenlendiği bu meydanın çevresinde Fransız Kilisesi, Ulusal Kütüphane, Zale Mezarlığı ve Tivoli Parkı gibi popüler turistik mekanlar yer alıyor. Şehrin bir diğer simgesi ise ziyaretçilerini eşsiz manzarasıyla büyüleyen Ljubljana Kalesi. 15. yüzyılda Türk akınlarını durdurmak amacıyla inşa edilen bu kalenin avlusundaki, Gotik mimarinin en etkileyici örneklerinden St George Şapeli’ni de mutlaka görmelisiniz.

Ljubljana’yı keşfetmek için en iyi yöntem yürümek ya da bisiklet kiralamak olacaktır. Ancak başkente yakın mesafede bulunan birçok doğa harikasını da görebilmek için araç kiralama seçeneğinden faydalanabilir; Slovenya gezinizin sınırlarını genişletebilirsiniz. Başkente yaklaşık yarım saatlik mesafe yer alan ve doğal güzelliğiyle görenlerde hayranlık uyandıran Bled Gölü, Slovenya seyahatinizde rotanıza mutlaka katmak isteyeceğiniz bir yer. Buzulların erimesiyle oluşmuş tektonik bir göl olan Bled, etrafını saran ağaçlar, manzaraya eşlik eden dev dağlar ve bu manzarayı tepeden gözetleyen Bled Kalesi ile tek başına Slovenya’yı ziyaret etme nedenlerinden biri. Romantik bir tatilin hayalini kuranlar, evlilik teklifi etmek isteyenler veya unutulmaz bir balayı geçirmek isteyenler için de Bled doğru adres olacaktır.

Başkentten yapacağınız bir saatlik kısa bir yolculukla Slovenya’nın en eski şehri Ptuj’u da ziyaret edebilirsiniz. Ptuj’da Orta Çağ’dan kalma kaleler, manastır ve kiliseleri gezebilir ya da bisiklet ve golf gibi spor aktivitelerini gerçekleştirebilir, şehirde bulunan açık ve kapalı termal havuzlarda dinlenebilirsiniz.