Göbeklitepe’de bulunan kalıntılar, bu alanı inşa eden insanlara dair çeşitli bilgiler sunuyor. Bu kalıntılar arasında insanların yediği etten arta kalan birçok yabani hayvan kemiği, taş parçası, taş aletlerin yapımı ve kullanımından kalan molozlar var. Ceylan, ala geyik gibi hayvanların kemiklerine rastlanılan alan gösteriyor ki burayı inşa edenler, o dönemde yaşayan taş baltalı avcı ve toplayıcılar. Yani Göbeklitepe, tarım öncesi bir topluluğun eseri.
Bu insanlar, sandığımız gibi ilkel değil tam aksine oldukça bilinçli ve mühendislik bilgisi olan topluluklar. Öyle ki o zamanlar Taş Devri'ni yaşayan insanlar, bu ibadet alanını yaparken binlerce yıl sonra ulaşılabilecek mühendislik metotlarını kullanmış.
Avcı ve toplayıcılar aynı zamanda beklenmedik düzeyde bir organizasyon yeteneği, örgütlenme kapasitesi olan insanlar. Kazılarda bulunan bir dikili taşı taşımak için 50 insan gücüne ihtiyaç duyuluyor. Bu kalıntılar arasında insanların yediği etten arta kalan birçok yabani hayvan kemiğinin bulunması bu alanda yemek şölenlerinin düzenlendiğini gösteriyor. Bu durum çok sayıda topluluğun burada olduğunu ispatlıyor.
İnsanlığın Göbeklitepe’deki gibi bir yapıyı inşa edebilmesi için yerleşik bir yapıda olması gerekiyor. Ancak kazılarda beslenme, barınma gibi ihtiyaçlara yönelik bulgulara rastlanmıyor. Bu toplulukların burada günlerini taş çıkartmak, sütunlara şekil vermek için zaman harcadığı ve sonrasında yerleşim yerine gittiğini gösteriyor. Bu yerleşim yeri ise büyük bir olasılıkla Şanlıurfa. Şanlıurfa'da Taş Devri'ne ait bulunan heykeller de bunu ispatlar nitelikte.