Tarihi ve kültürel bir İstanbul keşfi için akşam turu tam size göre. Bu keyifli gezide tarihi yarımada üzerindeki önemli noktaları ziyaret edecek, geleneksel lezzetlerin tadını çıkaracak, kadim şehri özel kılan mimari eserleri ve günlük yaşamını yakından tanıyacaksınız.
Bizans imparatoru Konstantin’in Roma’daki Apollon Tapınağı’ndan Çemberlitaş’a getirttiği ve bu nedenle Konstantin Sütunu olarak da anılan sütun, efsaneye göre temelinde Hristiyan alemi için önemli kutsal emanetleri muhafaza ediyor.
Osmanlı mimarisinde barok üslubunun ilk uygulandığı cami olan Nuruosmaniye, zarif süslemeleri ve geniş kubbesi ile bilinir. Çemberlitaş’ta ticaretin kalbi Kapalıçarşı’nın hemen yanında yer alan cami, çarşının kapılarından birine adını veriyor.
30 bin metrekare alanda binlerce dükkânıyla Kapalıçarşı, İstanbul’un en meşhur turistik alışveriş durağı. Fetihten sonra inşa edilen 600 yıllık çarşıdaki dükkanlarda lokumdan halıya, mücevherden baharata pek çok geleneksel ürün satılıyor.
Sultan Abdülmecid’in babası adına Divanyolu üzerinde yaptırdığı II. Mahmud Türbesi’nin bahçesi sonradan pek çok hanedan üyesi ve üst düzey bürokratın da defin yeri haline geliyor. Sekizgen türbe, ampir üslupta beyaz mermerden inşa ediliyor.
Roma döneminde at yarışlarının düzenlendiği Hipodrom, dönemin en önemli sosyal alanlarından biriydi. Günümüzde Alman Çeşmesi’nden başlayıp Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Sütun’u kapsayan alan, tarihi yarımadanın merkezini oluşturuyor.
Antik Mısır’da granitten oyulan Dikilitaş, Bizans imparatoru I. Theodosius zamanında İstanbul’a getiriliyor. Sultanahmet Meydanı’nda bulunan, cepheleri hiyerogliflerle bezenmiş gösterişli eser, yaklaşık 3500 yıllık geçmişiyle İstanbul’daki en eski eserlerden biri.
Antik Yunan’da zafer anıtı olarak inşa edilen Yılanlı Sütun, Bizans döneminde İstanbul’a getiriliyor. Klasik dönemden günümüze ulaşan büyük boyutlu en eski anıt olan sütunun, vaktiyle şehri böcek ve sürüngenlere karşı koruduğuna dair rivayet bulunuyor.
Sultanahmet Meydanı’nda yer alan ve Konstantin Dikilitaşı olarak da bilinen anıt, Osmanlı döneminde yeniçerilerin talim noktasıydı. Mermerden ya da tunçtan olduğu düşünülen kaplamaları zamanla kaybolsa da, özgün taş yapısıyla dikkat çekiyor.
İstanbul'un simge yapılarından biri olan Sultanahmet Cami, Ayasofya'nın tam karşısında yer alıyor. Osmanlı klasik mimarisinin son döneminde inşa edilen bu önemli eser, iç dekarasyonunu süsleyen çiniler nedeniyle "Mavi Cami" olarak da anılıyor.
6. yüzyılda imparator I. Jüstinyen zamanında yapılan eser Antik Yunanca ‘’kutsal bilgelik’’ anlamına gelir. Bizans mimarisinin en etkileyici örneği ve dönemin en geniş kubbeli yapısı olan Ayasofya, Osmanlı döneminde olduğu gibi günümüzde de cami olarak hizmet veriyor.